https://madrid.ninkilim.com/articles/israel_the_nadir_of_humanity/tr.html
Home | Articles | Postings | Weather | Top | Trending | Status
Login
Arabic: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, Czech: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, Danish: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, German: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, English: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, Spanish: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, Persian: HTML, MD, PDF, TXT, Finnish: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, French: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, Hebrew: HTML, MD, PDF, TXT, Hindi: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, Indonesian: HTML, MD, PDF, TXT, Icelandic: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, Italian: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, Japanese: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, Dutch: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, Polish: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, Portuguese: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, Russian: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, Swedish: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, Thai: HTML, MD, PDF, TXT, Turkish: HTML, MD, MP3, PDF, TXT, Urdu: HTML, MD, PDF, TXT, Chinese: HTML, MD, MP3, PDF, TXT,

İnsanlığın En Düşük Noktası: Gazze’ye Tanıklık

İnsanlık zulmünün uzun ve kanla yoğrulmuş defterinde, Gazze’de yaşanan dehşetle yarışabilecek pek az an vardır. Bu bir savaş değil — ahlaki düzenin çöküşüdür. Hastaneler idam alanlarına dönüştü. Çocukların uzuvları anestezi olmadan kesiliyor. Hastalar hastane yataklarında canlı canlı yakılıyor. Bunlar kaza değil. “Yan hasar” değil. Bunlar insanlığa karşı suçlar, kasıtlı olarak, cezasızlıkla cesaretlenen ve küresel sessizlikle korunan bir devlet tarafından işleniyor.

19 yaşındaki Şaban ed-Dalu’nun görüntüsü — damar yoluna bağlı, El-Aksa Şehitleri Hastanesi’nde yatakta canlı canlı yanarken — bir istisna değil. Bu bir çığlık. Tek bir yakıcı kare; doktorların, hemşirelerin ve hayatta kalanların dünyaya yalvardığı şeyi doğruluyor: Gazze’nin hastaneleri artık bakım sığınakları değil — katliam tiyatroları. Şaban savaşçı değildi. Tehdit değildi. Genç bir adam, öğrenci, hastaydı — yattığı yerde kül edildi. Bu tasarlanmış zulümdür.

El-Ahli Arap Hastanesi Ekim 2023’te bombalandı, 100 ila 471 kişi tek bir patlamada öldü. Ardından Şifa, Nasır ve diğer tıbbi merkezlerin yıkımı geldi. Bu hastaneler — bir zamanlar direniş sembolleri — şimdi enkaz yığını; ameliyathaneleri susturulmuş, koridorları kül ve ceset parçalarıyla dolu. Cerrahlar, anestezi engellendiği için ağrı kesici olmadan küçük çocukların uzuvlarını kesmek zorunda kalıyor. Bu savaş değil. Bu sistematik barbarlıktır, en savunmasızlara yönelik.

Gazze halkı imha kampanyası yaşıyor. Doktorlar silah zoruyla hastalarını terk etmeye zorlanıyor. Prematüre bebekler elektriksiz kuvözlerde çürümeye bırakılıyor. Derme çatma çadırlara sürülen aileler, uykularında, cellatlarının gözünde hayatlarından daha pahalı bombalarla yok ediliyor. Açlar yemeğe ulaşmaya çalışırken vuruluyor. Bu askeri strateji değil — hayatın kendisine saldırı. Sadece öldürmek değil, bir halkı bedeniyle ve ruhuyla silmek çabası.

Uluslararası hukuk belirsiz değil. Yine de İsrail, sonsuz mağduriyet mitiyle silahlanmış ve güçlü müttefiklerin suç ortaklığıyla güçlendirilmiş olarak, bu yasaları açıkça küçümseyerek çiğniyor. İki yılda 65.000’den fazla Filistinli katledildi — neredeyse yarısı çocuk. Bunlar istatistik değil. İsimler, yüzler, hikâyeler — küle dönüştü. Bunlar dünyanın vicdanındaki kan lekeleri.

Ve bu şiddet makinesinin altında gizlenen Samson Seçeneği — İsrail’in örtülü nükleer misilleme doktrini. Sadece militarizmi değil, ahlaki nihilizmi işaret ediyor: kendi cezasızlığından o kadar sarhoş bir devlet ki, köşeye sıkıştırılırsa küresel yok oluşu tehdit ediyor. Bu güvenlik değil. Bu kıyamet şantajı.

Bazıları buna “meşru müdafaa” diyor. Ama hiçbir tehdit, hiçbir anı, hiçbir travma yiyecek engelleme, yardım görevlilerini bombalama ya da cerrahları çocukları anestezi olmadan kesmeye zorlama hakkını vermez. Hiçbir hesaplama, bağlam ya da gerekçe bunu kabul edilebilir kılmaz. Bu, bir devletin kendini yargının ötesinde sandığında dönüştüğü şeydir.

Şaban ed-Dalu’nun görüntüsü — genç bir bilişim öğrencisi, hastane yatağında canlı canlı yakılmış — bir vahşet kanıtından ötedir. İnsanlığın vicdanına psikolojik bir saldırıdır. Bu, sadece Filistinlilere değil, hiçbir insanın asla görmemesi gereken şeyi görmeye zorlanan herkese vurulmuş bir yaradır. Ve yine de öfke görüntüye değil — o görüntüyü yaratan suçlara yöneltilmelidir.

Uçurumun kenarındayız. Bu kötülüğü adıyla anamazsak, koşulsuz ve yumuşatmadan reddedemezsek, sadece Gazze’yi değil — kendimizi de kaybetmiş oluruz.

Adalet Çağrısı

Kafa karışıklığı olmasın: bu sadece bir ağıt değil. Bu, yasa, gerçek ve uluslararası yargı yoluyla intikam talebidir.

Bu yıkım kampanyasına katılan herkes — hastane bombalayan her pilot, kuşatma emri veren her subay, yaralılara morfin vermeyi reddeden ya da aç sivillere ateş açan her asker — hesap vermelidir. Bir devletin askeri olarak değil. Savaş suçlusu olarak.

Bu şunları kapsar:

Her biri adlarıyla anılmalı, tutuklanmalı, soruşturulmalı ve yargılanmalıdır. Kanıtların olduğu ya da itirafların verildiği yerlerde, Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi önüne çıkarılmalıdırlar; burada adalet milliyetçiliğe değil, insanlığın kendisine cevap verir.

Bilinsin ki: Gazze’de olanlar politika değil. Savunma değil. Tepki değil. Cenevre Sözleşmeleri, BM Şartı ve iddia ettiğimiz her medeniyet ilkesini ihlal eden sürekli bir imha kampanyasıdır.

Ateşkesler adalet değildir. Adalet davalardır. Adalet kayıtlardır. Adalet hükümlerdir. İntikam gelmeli — kanda değil, yasada. Nefrette değil, gerçekte.

Dünya harekete geçmeyi reddederse, hepimiz suç ortağıyız. Bunu cezasız bırakırsak, Gazze kutsalın kirletildiği son yer olmayacak. Bir emsal yaratılacak — bir devletin hastaneleri bombalayabileceği, çocukları aç bırakabileceği ve yaralıları canlı canlı yakabileceği — ve hiçbir sonuçla karşılaşmadan.

Buna izin verilemez. Ne şimdi. Ne asla.

Impressions: 840